9. CÜ AY...
- Taner Kargı
- 7 Eki 2024
- 4 dakikada okunur

PATNOSTA 9. AY
Yıllardır Patnos’ta köylünün, esnafın, işçinin (gurbete çıkan) ve hatta yerli memurun (sayıları azda olsa vardı) 9. Ay dönemi (sendromu) ödeşmenin ve helalleşmenin (ticaretten) ayı olarak hafızalarımızda çok net bir yer edinmiştir.
Bu süreç baharın gelişi ile başlar 9. Ayın (Eylül) sonunda biterdi. Yapılan her türlü ticaret resmi olarak yazılı belge olmaksızın, kişiler arasındaki ufak not kağıtları şahitliğinde, yapılan ticaretin nev’i unutulmasın diye birbirlerine vaat ettikleri süreci kapsar. Bu süreçte ihtiyaçlar sorunsuz bir şekilde giderilir, esnafın veresiye defteri kabardıkça kabarır. Esnaf ve tüccar bu ticaret usulünü kabul ettikleri için ürün tedariklerini ona göre yapar ve ödemelerini ona göre ayarlarlar. Hiçbir esnaf ve tüccar vadesinden önce herhangi bir talepte ve kısıtlamada bulunmazdı.
Köylü; Baharın gelişi ile ekini için kullanacağı tohum, mazot, gübre, besi için kışın hayvanlarına yedirdiği yem, ilaç ve mutfağına aldığı yiyecekten tutun üstüne giyeceği elbiseye kadar hemen hemen hepsinin hesabını 9. Ayda kapatmak sözü ile alışverişini yapar. Aslında buna benzer ticari alışverişler her bölgede var. Fakat bizim bölgemiz iklim bakımından çok elverişsiz olduğu için biz yaz ve kışı yaşıyoruz. Ara iklimleri nerdeyse hiç yaşamıyoruz. Bu ara iklimler ilkbahar ve sonbahar. Köylünün en büyük beklentisi ekin sezonunun verimli ve kış boyunca içeride beslediği hayvanının çoğalması (doğurgalık), bu verimle hem onun yüzü gülecek, hemde ona hesap açan esnafın ve tüccarın yüzü gülecek. Bunun sonucunda da birbirlerine olan güvende sarsmamış olacak.
Esnaf; Esnaf bu alışveriş için hem finansman, hemde ürün tedariki açısından kendini ona göre hazırlar. Genelde stoklu çalıştıkları için ürün tedariki ile ilgili sıkıntı pek yaşanmazdı. Tedarikçileri ile yüklü ödemeleri o sürece göre belirler ve öderler. Hatta esnaf büyük yatırım planlarını 9. Ayda yapacağı tahsilatlar üzerine yapar. Bu ticaret kültürü şuan çok yoğun olarak yaşanmasada, ilçenin belli başlı noktalarında bulunan esnaflar hala bu ticarete devam ediyorlar. Genelde bu ticaretin aktif olduğu noktalar şunlardı; Erciş yolu, Malazgirt caddesi, meşhur şeytan pazarı ve 14 Nisan caddesinde bulunan esnaflar. Eski muştur yazıhanesinin bulunduğu köşeden, merkez camii civarına kadar olan esnafın hitap ettiği kesim maaşlı devlet memurları. Onların 9. Ay gibi bir sendromları yoktu.
Kredi kartlarının olmadığı yıllardı. Bunlar ay sonuna kadar veresiye alıverişlerini yapar, ay sonunda maaşlar alındığında eve uğramadan esnaflar tek tek dolaşılır ve hesaplar kapatılırdı. Bu sebeple maaşlı kesim daha nezaketli ve ilgi ile karşılanırdı. Aslında müşteri velinimettir ve müşteri ayırımı yapılmamalı. Şehrin modern yüzüydü Ağrı caddesi. Diğer cadde ve sokaklarda genel olarak Kürtçe konuşulurdu ama ağrı caddesinde genelde Türkçe konuşulurdu.
Tabi bu bir ayrıştırma anlamı taşımıyordu. Tamamen iletişimin rahatlığından dolayı oluyordu. Esnaf gelen yabancı müşterisine saygısından dolayı o anda Kürtçeyi kullanmamayı tercih ediyordu ki yanlış algıya sebep olmasın diye. Bu sebeple esnaf memur ilişkisi çok iyiydi ve iletişim çok güçlüydü.
İşçi (gurbete çıkan); Patnos’un en büyük sıkıntısı işsizlik ve bunun yarattığı olumsuzluklar.
İlçe ve köylerinin nüfus yoğunluğu çok fazla ve her yıl gelen göçlerle bu gittikçe artmaya devam ediyordu. Bu nüfusun %40 lık oranı gençlerden oluşmaktaydı. İlçede genç nüfusun çalışabileceği ne küçük ölçekte, nede büyük ölçekte bir fabrika, tesis, atölye ve benzeri istihdam yaratacak oluşum yoktu. Bu sebeple gurbet ekmek kapısı oluyordu. Kış boyunca evde ve kahve köşelerinde zaman geçiren tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesim ve gurbette iş hayali ile giden işçi kesimi aynı sistemin çarkları. İşçi kesimi onlar için zaman ve mekân durumu yoktur, yeterki iş olsun çalışayım derdindeler. Onlarında hesap dönemleri genelde 9. Aydır. Tarım ve hayvancılık sektöründe çalışan işçi kesimi (derbédera) hasat mevsiminde elle tutulur bir miktarda para geçer ellerine, onuda aynı iş vereni gibi 9. Ayda gider alışverişini ve diğer ihtiyaçlarını karşılayan esnafa öder ve tekrar başa döner.
Gurbet işçisi ise 9. Ayın yanı sıra ne zaman sılaya dönerse o vakit para kazanmışsa gider hesabı kapatır. Yeterince kazanamamışsa var olanla idare ettirmeye çalışır. Yıllardır Patnos gibi nüfus yoğunluğu olan bir ilçeye istihdamı sağlayacak ne kamu nede özel teşebbüs bir icraat gösteremedi. Bunun vebalininde çok ağır olduğunu buradan belirtmek isterim. Gurbetten gelen her iş kazası ölümlerinin doğurduğu trajedi ve hayat hikayeleri dünde vardı bugünde devam ediyor. Muhtemelen bununda elbet hesabı Allah katında sorumlulardan sorulacaktır.
Yerli memur; Yerli memuru belirtmemdeki sebep hemen hemen her söz sahibi ailenin devlet dairesinde bir memuru vardı. O da aldığı maaşla kendi eşi ve çocuğu dışında bütün ailenin masrafına harcadığı için, çokta memnun olmadığı bir durum yaşamak zorunda kalıyordu. Bu sebeple oda genelde 9. Ay sendromunu yaşayanlardan olduğu için belirtmek istedim. Ataerkil bir toplum anlayışından gelindiği için senin benim yok hepimizindir mantığı baskındır. Birebir yaşamasada aile içindeki düzenin bir parçası olduğu için ister istemez olaydan ve süreçten etkileniyor.
Bu sosyolojik olarak bilinç altına işlenmiş ve sadece Patnos özelinde olan bir ticari kültür olmasada, eskiden her bölgede yaşam böyle idame ettirilirdi. Tabi her dönem güllük gülistanlık geçmiyordu. Kimi zamanlar büyük kavgalar ve gürültüler olurdu. Kimi zaman kırgınlıklar ve tatsız hadiseler olurdu, ama bunlar çok büyük sayılarda olmazdı ve çok kısa sürede tatlıya bağlanırdı.
Halen günümüzde bu tür alışverişlerin devam ettirilmesi sosyal yaşamın bir parçası olduğunu gösteriyor. Güven ve verdiği söze sadık kalmanın bir toplum için olmazsa olmaz kuralı olmalı. Tabi günümüzde bakkalların yerini büyük marketler, konfeksiyonların yerini mağazaların alması ve buna benzer işletmelerin ortaya çıkması hemen hemen herkesin cebinde birden çok kredi kartının olması bu tür geleneksel alışveriş kültürünün önemli oranda ortadan kalkmasına, küçük esnafın neredeyse yok olmasına ve iletişimin aksamasına sebep olmuştur. Bugünün yarınıda olduğunu düşünmemize sebep olan bir yaşam kültürüydü. Kimsenin birbirini kırmadığı, üzmediği ve sözünde durduğu nice güzel günleriniz (9. Aylarınız) olsun.
Comments