KADIN SPOR HAYATINDAKİ YERİ

Kadının Spor Hayatındaki Yeri…

    Hareket canlılığın tek belirtisi olduğu gibi vücut eğitiminde de önde gelen gerekliliklerdendir. İnsanoğlu önceki günlük yaşamın idamesi için kuralsız yaptığı hareketleri, sonraları hayatında ispat edilmek, kıyaslanmak, çevre ve arkadaş edinmek gibi amaçlarla belirli hareket sistemlerini kurallar şekline dönüştürmüş ve uygulayarak sporu geliştirmiştir.

Kadınlarda ve erkeklerde spor yapma amaçları farklıdır.Kadınlar genellikle vücüt esnekliği gerektiren, estetik ve zarafete yönelik hareketleri müzikal eşliğinde sergilemeyi tercih ederken; erkekler ise gücü ile rakibine üstünlük sağlayacağı güreş, boks gibi sporlar tercih etmişlerdir….

‘’İnsan vücudunun belli amaçlar için eğitilmesi düşüncesi, insanlığın dünya üzerindeki varlığı kadar eskidir.’’

    İlk çağlarda insanoğlu oldukça zor tabiat şartları altında çeşitli olaylar karşında, hayatını devam ettirebilmek için koşmuş, kaçmış, kovalamış, avlanmış çeşitli fiziksel aktiviteler sergilemiştir.Günlük yaşantısı içinde öyle zamanlar olmuştur ki fiziksel performansları eksik / yetersiz kalmıştır. Bununla birlikte farklı yollar aramış ve denemişlerdir.

Önceleri kadın - erkek cinsiyet ayrımı yapmaksızın birlikte hareket etmişlerdir. Sonrası fiziksel yapı itibariyle kadının daha zayıf olduğunu varsayarak kabile düzenine geçişte cinsiyet ayrımına gitmişlerdir.

Yerleşik düzene geçildiğinde erkekler gerek din amaçlı gerekse özel nedenlerle güç ve kuvveti kendilerinde görmüş karşı cinse güvensizliği aşılamışlardır. Bu nedenledir ki Kadınlar esneklik ve artistik kabiliyetlerini jimnastik, paten, golf vb. gibi spor alanında sergilemiştir.

    Tarihin hemen hemen tüm evrelerinde erkelerde güçlü olma, düşmanları yok etme, sevdiklerini koruma yönünde eğilim olduğunu; bunlarla birlikte kadınlarda estetik olma vücut esnekliği sayesinde bir takım hareketlerde cereyan eden siyasi olaylarında sosyal-kültürel etkileşimden dolayı toplumların tercih ettikleri spor branşlarında değişmeler olmuştur. Bununla beraber aile içinde ve toplumda kadın ve erkeklerin rollerinde değişmeler olmuştur.

    Bir toplum içinde kadının spora katılımı, kadının o toplum içerisindeki genel statüsünün bir yansımasıdır. Dünya genelinde kadına biçilen roller düşünüldüğünde spor dalı cinsiyetle değerlendiriliyor. 1970’ler gelişen feminist bir akımla, ‘’Kadın ve Spor’’ konusu ciddi bir şekilde ele alındığında bir çok tartışmayı beraberinde getirmiştir. Kadın ve erkek arasında siyasal ekonomik ve toplumsal eşitliği savunun bu görüş; kadın özgürlüğünün, kadınlarda seçme, seçilme ve mülkiyet haklarınıda savunarak eylem ve reformlar geliştirmiştir.

    Bu eylem ve reformlar beraberinde; fırsat eşitliği, eğitim çalışmaları / olanakları, statü elde etme, fırsat eşitsizliğine karşı lobi birlikteliği, okullarda kız spor programlarının yaygınlaşması ve müsabakaları ve kaynak ayırma imkanlarını getirmiştir.

    Günümüzde kadın hareketleriyle birlikte belirli ölçüde sosyal değişim sağlanmasına rağmen yarışma sporlarına katılımda halen büyük çoğunluk erkeklerdedir.

Burada bize düşen sporun toplumun geneline yayılması ve kadının spora ilgisinin attırılması ve dahası yer alması için çaba sarfedilmesidir.