top of page

MÜRACAATLARINA RAĞMEN HAMİDİYETEŞKİLATINA ALINMAYANLAR



MÜRACAATLARINA RAĞMEN HAMİDİYE

TEŞKİLATINA ALINMAYANLAR

Y.EE.139/13-5.MART.1892

Musul civarında sakin Êzidilerden Hamidiye Alaylarının teşkiline dair Mîrza Beyin dilekçesi hakkında geçen muhabere üzerine, izin içeren 4. Ordu Müşiri Mehmet Zeki Paşa kullarının takdim olunan telgraf 23 Şubat1892 tarihli dilekçemle yüksek eşiğe arz olunmuştu. Bu gün de adı geçen kullarından alınıp aynen padişaha

gönderilen telgrafta Van Vilayetine bağlı Hakkâri Sancağı dâhilinde

14 Pare köyde ikamet ettikleri halde, şimdiye kadar nüfusları yazılmamış ve kendilerinden asker alınmamış, diğer Êzidi taifesi Hamidiye kurumuna dâhil olmak şerefini istediklerini beyan etmişlerdir. Daha önce verdiğim dilekçeyle belirttiğim durumlar da göz önünde bulundurularak, Êzidi taifesi hakkında yapılacak muamelenin adı

geçen kullarına tebliği mutlaka sizin yüksek müsaadenize bağlıdır.

O hususta ve diğer bütün durumlarda emir ve ferman padişahındır.

Bab-ı Ali Daireyi Sedareti Uzma Telgraf Odası


Suriye Vilayetinden yüksek sadarete gönderilen telgrafın suretidir.

7 Şubat 1308

Cebeli Huran kazasını teşkil eden köylerden başka, Dürzî’ler

Huran köylerinden 169.800 küsur kuruş vergi verir. 19 İslam ve

38.900 kuruş vergi vermekle mükellef 6 Hıristiyan köyleri de bu

bölgededir.

Dürzîler; dağ ile Lica’da bulunun 10 köyü de 20–30 seneden beri

zorla zapt edip, idarelerine geçirdiklerinden, bunlar umumiyetle

yerleşik ve vilayetin diğer kısımlarına nispetle epey araziyle büyük servete sahip oldukları halde, sahipsiz arazi talep etmekten maksatları, önceki yıllarda yaptıkları gibi, cebeli Lübnan Dürzîlerinden bir kısmını, Cebeli Derzora nakil ederek, cemiyetlerini çoğaltmaktan ibarettir. Bu durum ise, Huran Sancağının asayişini ihlal etmekle beraber, kavmi dengecilik noktayı nazarından, siyasetten Cebeli Lübnan idaresi hususunda devlette çok zararlara yol açacağından, bu husustaki dilekçelerinin yerine getirilmesi mevki ve devlet çıkarları açısından sakıncalıdır.

Adı geçen Dürzîler, 1306 senesinde 2 parça olup, birbirlerini kıyam etmeleri üzerine, sadece aralarını bulmak ve mevcut uygunsuzlukları ortadan kaldırmak için, bölgelerine sevk olunan askeri Şahane tarafından kendilerine asla taarruz vuku bulmamış iken, vahşi

tabiat ve mizaçları nedeniyle iki kesim birleşerek askeri şahane üzerine ateş etmişlerdir. İki taraf arasında çatışmalar tekrar başladıktan

sonra asker muzaffer olarak Suriye’ye girmiştir. Bu nedenlerle bunların ellerine silah verilmesi uygun olmayıp, cehaletlerini gidermek için içlerinde hazırlıklı ve muktedir subay bulundurmak ve ilerde kendilerinden emniyet edilir bir hale geldiklerinde silahlandırılmak üzere Hamidiye Alaylarının kurulmasında sakınca yoktur. Hazreti padişah sayesinde geçenlerde adı zikir edilen kazada 6 tane ilkokul açılmıştır. Diğer münasip yerlerde de mektep açılması ve çocuklardan bir kısmının dersadetteki yüksek okullara aşiret mekteplerine kabulü münasip görüleceği açıktır.

11Şubat 1308

Suriye Valisi Rauf


Y.A.RES.2/79.1310.Ş.12 SEDARET MARUZATI

Babı Ali Meclisi Mahsus No 2179 12 Şaban 1310 – (01.03.1893)

Padişahın yüksek müsaadesi üzerine geçenlerde dersadete gelmiş olan Dürzî reisleri; kendilerinin iskânları ve Hamidiye Süvari Alayları teşkilatına kabulleri müracaatıyla, kulluklarını ve sadakalıklarını arz etmişlerdir. Kendileri içinde hükümet muamelelerinin tatbiki ve çocuklarının devletçe kurulacak okul ve medreselerde öğrenim görmelerine olanak verilmesini taleple, Kendilerine de, sahipsiz araziden tapulu yer verilmesi ile kendilerinden de, Hamidiye Süvari Alayları tertip olunması hususlarını ifade ederek ve bu hususta bazı isteklerini içeren iki parça dilekçeyle durumlarını cenabı Şehriyari Müşir Şakir Paşa’ya arz etmişlerdir.

Bu taleplerini içeren iki parça dilekçeleri, padişahın görüşüne arz

edildi.

Bu iki dilekçe ile daha önce ki, isteklere cevaben Seraskeriye tarafından ve Suriye vilayetinden gönderilen teskere ve telgraf birleştirilerek etraflıca tahkik ve mülahaza edildi. Şakir Paşa’nın dilekçelerinde beyan edildiği gibi;

Dürzî halkının cehaletleri nedeniyle öteden beri kavga çıkarmaktan geri kalmadıkları bilinmektedir. Şimdiye kadar askere alınmamaları nedeniyle oluşturulacak teşkilata kabul edilmeleri ve teşkilatta yer almalarının sağlayacağı olanaklardan istifadeyle cehalet ve vahşiliklerinden kurtulacakları hususu mülken ve siyasetten fayda ve iyiliklere sebep olacağı aşikar olduğundan, bu durumu tartışmaya lüzum yoktur.

Ancak vilayetin verdiği cevapta; adı geçen ahalinin kendi köylerinden başka, daha önce civar köylerden çoğunu zapt ederek ele geçirdikleri, Şu anda bu şekilde ele geçirdikleri arazilerde yerleşik yaşadıkları, hatta Süryanilerden daha fazla araziye sahiptirler.

Bu nedenle sahipsiz arazi istemeleri sadece, cebeli Lübnan’da bulunan adamlarını yanlarına getirerek, kuvvetlerini çoğaltmak ve cemiyet oluşturma fikirlerinden kaynaklanmaktadır. Bu durumun

da, çevrenin istikrarına ters düşmesi nedeniyle, isteklerinin yerine

getirilemeyeceği hususunda ki Seraskeriye’nin beyanı ve bu beyanı

teyit eden adı geçen vilayetin ifadeleri gereğince de; Adı geçen taifeden süvari Alayları teşkil edilmesi arzu ediliyor ise de; sert mizaçları nedeniyle, ellerine silah verilmesi güvenli ola-

mayacağından, bir müddet ya kendi şahsi silahlarıyla huran sancağı merkezinde veyahut o mıntıka da bulunan, Şam’ı şerifte eğitim görmeleri esas alınarak, askeri silahlar verilerek eğitilmeleri ve eğitimleri bittiğinde tekrar silahlarının alınıp ambara konulması, gerekmektedir.

Müşiriyetin raporunda belirtildiği gibi, bu taife cehalete alışkın,

sert mizaçlı olmalarından başka, yerleşik oldukları Lece ve Sefa

adlarındaki yerlerin, arkası çöl olduğundan etraflarının ve önlerinin

engellenmesi zordur. Bu nedenle kendilerinden süvari Alayları oluş-

turulması mahzurludur.

Aynı şekilde, kendilerine sahipsiz araziden yerler verilmesi hususundaki talepleri de; mahallinden beyan olunan siyasi zararlar göz önünde bulundurulduğunda, uygun değildir. Talepleri olan; Dürzî taifesi çocuklarının talim ve terbiyesi için daha önce yapılmış ve açılmış olan altı yerde ki, ilkokulların yetersiz olması ve eğitimin mühim bir iş olması nedeniyle, bir kat daha genişletilmesi hususunda memaliki şahanede inşa olunanlar gibi; bu yerlerde de bir ortaokul ile bir de camii şerif yapılmasını istirham

etmektedirler.

Yukarıda anlatıldığı şekilde; adı geçen taifenin durumlarının ıslahı için gereken tedbirler ve teşebbüslerin yapılması hususunda gerekli özenin gösterilmesi ve adı geçen reisler tarafından yazılmış

olan dilekçelerde arz edilen; süvari Alaylarının teşkili ile sahipsiz

araziden yer verilmesi hususlarına gelecekte bakılmak üzere, ilk önce eğitim nimetinden istifade etmeleri gereğinin ve istedikleri camii şerif ile ortaokul mektebinin inşası için gereğinin yerine getirileceğine, gönüllerinin alınması için kendilerine iyice anlatılıp tebliğ edilmesi ve cami ile ortaokulun inşasına başlanması ve adı geçen reislerin, dersadete rahat ettirilmeleri ve münasip bir şekilde taltif edilmeleri, anılan teskere ve telgraf ile arz ve takdim edilmiş ise de,

emir ve ferman padişahındır.

12 Şaban 1310

Dâhiliye Nazırı Halil İbrahim


Hariciye Nazırı ve Şurayi Devlet Reisi Vekili Muhammet Sait

Bahriye Nazırı

Adliye Nazırı

Serasker Mustafa Mahmut

Şeyhül İslam Muhammet Cemalettin

Sadrazam Yaveri Ekrem Ahmet Cevat

Sadaret Müsteşarı Muhammet Tevfik

Ticaret ve Nafıa Nazırı

Maliye Nazırı Ahmet Nazif

Maarif Nazırı

Efkafi Hümayun Nazırı

Tophane -i Aliye Müşiri

Bu iki yazıdan başka Serasker ile Sadrazamın aynı içerikte yazı-

ları mevcut olup, benzer oldukları için yer verilmedi.


Y.PRK.AZJ.37/70.1314.R.27 (05.10.1896)

Padişahın Yüksek Makamına:

Devletli, şevketli, mehabetli, kudretli efendimiz hazretleri;

Cenab-ı hak; Padişahımız efendimiz hazretlerini, velinimeti âlem efendimizi, bütün mülk ve millete bağışlasın. Şimdiye kadar devlet askerlerinin gün be gün fazlalaşmasıyla, şan ve şereflerinin yükselmesi hakkında buyrulan büyük lütuf, bütün fertleri ihya edip, sonsuz memnuniyetimize sebep olmuştur. Yüksek askeri fikirlerinin yüksek hükümlerine tabi olup, sadakat ve doğrulukla hizmetlerinde bulunmak bütün ekranımız gibi bizlerde;

Padişahımızın feyiz ve saadetinden istifade etmek arzusuyla, uğurlu saydığımız cenabı cihan padişahına canımızı fedaya hazır olduğumuzdan, lütfen ve merhametten bu havalide bulunan aşiret fertlerimizle, hazreti padişaha hizmet olsun diye, Hamidiye Alayları teşkilatına kayıt olunmamızı, merhamet ve şefkatle kabul buyurmasını niyaz ve istirham ederiz. Bu hususta ve bütün hususlarda emir

ve ferman lütuf ve ihsan şevketli, kudretli ve mehabetli padişahımız

efendimiz hazretlerinindir.

30 Temmuz 1312

Dersim Reislerinden; Âlim Ağazade Cemal

Dersim Reislerinden; Ali Kekozade

Dersim Reislerinden; Reşozade

Dersim Reislerinden; Kekozade

Dersim Reislerinden; Dîyap oğlu Süleyman

Dersim Reislerinden; Seyit İbrahim Ağa

Dersim ağalarından; İbrahim

Dersim Reislerinden; Küs oğlu Hacı

Dersim Reislerinden; Mihriman Ağa’nın torunu


Acizane Beyanımdır;

Dersimden yola çıkıp, ordu merkezine gelerek, halis fikirlerle devletli Müşir Paşa Hazretlerine arz ve istirham olunan dilekçeme cevaben gönderilen, 19 Temmuz 1312 tarihli yüksek yazı ile değerimizin üstünde iltifata mahzar olmamız bizim için övünç kaynağı olmuştur. Bunu kendimiz için büyük mükâfat kabul ediyor ve aşiretler

ve kabilelerimizle zati âli kumandanlarının istirahatları hususunda gece gündüz hayır dualar etmekteyiz...

Yüksek emir ve iradeleriniz gereğince; 3 kıtaa mazbata tanzim

edilerek, Dersim ağalarıyla, aşiretlerine mühürletilmiş, Müşir Paşa

hazretlerine ait olanı doğruca kendisine, devlete ait olan mazbata da,

reislere ait olanlarla beraber huzura gönderilmiştir.

Yüksek teşkilata meyl ve sevgimiz bulunduğundan ve devleti

ebedi saltanata sadıkane ve cansiperane hizmet edileceği yazılı bulunmakta ve devlet tarafından da hakkımızda ne ihsan buyrulacaksa,

tarafımıza bildirilmesi şiddetle arzumuzdur.

Dersim’in dağınık aşiretlerinin bu vesileyle medeniyete ulaşma-

sı gereklerinin tamamlanmasına emir verilmesini niyaz ve istirham

ederiz.

Dersim Sancağı Ferhat uşağı aşireti reisi ve meclis idare azası

ve

Dîyap Ağazade Süleyman

“ Hamidiye Alayları kitabımdan”


YAZARAIMIZIN KİTAPLARI TEMİN İÇİN




Comments


Yayınlanan tüm yazılar izne tabidir. İzin almadan kullanılamaz. İspat  -  Patnos'un sesi soluğu  -  04ispat04@gmail.com - Pendik, İstanbul, Türkiye 34698

bottom of page